Sanalın Gölge Efendileri

Son zamanların revaçtaki cümlelerinden biri de hiç şüphesiz, internet fenomeni.? 1996 rakamlarına göre 15 bine yakın interkafenin bulunduğu ülkemizde, özellikle 15-25 arası yaş grubu, bu yerleri hınca hınç doldurmakta ve bu fenomene haklılık kazandırmakta.

Hergün milyonlarca kişinin giriş yaptığı internet; gelişmiş ülkelerde genel olarak bilgi alış verişi, araştırma ve haberleşme aracı olarak kullanılırken; işsizlik oranının had safhada, eğitim seviyesinin düşük olduğu fakir ülkelerde ise daha çok arkadaş edinme, zaman öldürme ve eğlence maksadıyla kullanılıyor.

Yapılan araştırmalar, Türkiye’yi internet kullanımında ne yazık ki ikinci kategoriye sokuyor. İşsizlik nedeniyle bunalımda olan ve günlerin adeta kendisini boğduğunu hisseden genç soluğu internette alıyor. Ailesi, eşi ya da sevgilisiyle tartışan, kavga eden internetin yolunu tutuyor.

İşte bu ve benzeri sebeplerle internetin başına oturan insanlar, daha çok +18 diye tabir edilen müstehcen içerikli sitelere girmekte manevi tahribata uğramakta. Bu sitelerde verilen telefon numaraları ile de arkadaşlık adı altında bire bir görüşmeye davet edilen insanlar, bu sitelere milyonlarca ytl kazandırmakta ve fakat kendi kaybının farkına bile varamamakta.

İnternetteki tehlikelerden biri de; reel hayatta gerek düşünceleri, gerekse, ucuzluğu, dolayısıyla sosyal bir statü kazanamamış kişilerin açtıkları siteler? Tehlikeli akımların, – islam büyüklerine söven, mezhepsizlik propagandası yapan- özellikle İslam ve Milli Görüş isimlerini kullanarak açtıkları siteler ise İslami hassasiyeti yeni gelişen ve fakat ilmi birikimi olmayan gençler için çok büyük tuzak.

Daha çok paltalk ve camfrog gibi sesli ve görüntülü chat programlarını tercih eden bu kişiler, 24 saat açık olan bu programlarda sureti haktan görüntüsü vererek, reel hayattaki dışlanmışlığın adeta intikamını alırcasına, etraflarında binlerce genci toplayabiliyorlar. Camfrogda aylık ortalama 150 YTL karşılığı kiraladıkları kanallarda daha çok hoca edasıyla, birazda dj’lik yaparak günlerini geçiren bu tipler, kendilerini yanlış yapıyorsun şeklinde uyaranları da fitneci diyerek hemen kanaldan uzaklaştırıyorlar.

YILDA 60 MİLYON DOLAR

Camfrogda server sahibi olan Ali Osman Kahraman, bu sistemin nasıl işlediğini şöyle anlatıyor: ?İngilizlere ait olan bu sistem daha çok 3. dünya ülkeleri tarafından rağbet görüyor. Bu rağbetin başlıca sebebi de yaşadığı sefaletten kendisini kurtaracak prens arama gayreti. Mesela Filipinler, Kolombiya gibi ülkelerden bu kanallara girenlerin oranı diğer bütün ülkelere oranla çok daha fazla. Bu ülkeleri Türkiye takip ediyor. Türkiye’den yılda yaklaşık 60 milyon dolar para gidiyor bu sisteme. Server sahipleri bu işin ticaretini yapıyor. Satın aldıkları şifreleri kiralıyorlar, aylık ortalama 150 ytl kira bedeli.? Daha çok müzik yayınının yapıldığı bu kanallarda, kanal sahiplerinin dünyevi her hangi bir kaygısı olmayan kişilerden oluştuğunu söyleyen Kahraman, bu kişilerin gelir düzeylerinin çok yüksek olduğunu, eğlenmek ve eğlendirmek, vakit geçirmek için bu kanalları kiraladıklarını belirtiyor.

PC BAŞINDAN AYRILMIYORLAR

Sayısı 15’i bulan ve isimlerinde İslam ya da İslami bir içerik bulunan kanalları sorduğumuzda ise Kahraman şu bilgileri veriyor. Ben de anlayabilmiş değilim bu kanalları. Bu kanallar hep birbirini doğurdu. Bir kanaldasın ama orda kanalın sahibiyle kavga ediyorsun ve ona kızıp gelip kanal kiralıyorsun. Olay bu ve bu kişiler diğer kanallarda olmayan bir şeye imza atıyorlar, Neredeyse günlerinin tamamını pc başında geçiriyorlar. Buna özellikle dikkat ettim. Adam neredeyse pc başında uyukluyor. Bu kanalları diğer kanallardan ayıran bir başka fark ise kavganın çok olması ve mikrofonda sürekli birilerinin konuşması. Diğer kanallarda böyle bir şey yok, kişi sadece dj’lik yapar normal kanallarda; ama İslami kanallarda birileri sürekli konuşur, şahsen ne konuştuklarından ben bişey anlamadım bugüne kadar.?

İNTERNETİN GİZEMİNDEN İSTİFADE EDİYORLAR

“Ahir zamanda öyle bir zümre zuhur edecek ki, bunlar yaşça genç, akılca kıttırlar. Konuştukları zaman en hayırlı sözden (Kur’an-ı Kerim’den) bahsederler. Kur’an-ı Kerim’in kendilerine has olduğunu ve kendilerinin de Kur’an üzere olduklarını zannederler.” ( Hadis- şerif) ( Kütüb-i Sitte, 16. cilt, sayfa:363)

Kütübi Sitte’de yer alan bu hadis, aslında tam da Kahraman’ın anlattığı tipleri özetliyor. Kur’an-ı Kerim’i kendi kafalarına gören yoran, İslam büyüklerine çok çirkin ifadeler kullanan, mezhep ve tarikatlara olmadık yakıştırmalar yapan bu kişiler; reel hayatta yapamadıklarını bir hoca edasıyla masum ve körpe beyinlere zerk etmekte ve onları yanlış akımların kucağına çekmektedirler. Kahraman’ın kullandığı ,Neredeyse 24 saatlerini pc başında geçiriyorlar? ifadesi, bu kişilerin sosyal bir yaşantılarının olmadığını, reel hayatta kabul görmediklerini; ancak internetin gizemli ortamında, etraflarında binlerce kişiyi toplayıp onlara kendi düşüncelerini aşıladıklarını gösteriyor. İlmi seviyesi, buralarda yapılan yanlışları düzeltmeye müsait olanlara ise ne yazık ki fırsat verilmiyor. Yanlışları yazılarıyla düzeltmek isteyenler kanallardan atıldıkları gibi konuşma fırsatını hiç bulamıyorlar, çünkü mikrofon verilmiyor.

FORUM SİTELERİ

Sesli ve görüntülü chat programlarının haricinde; tanışma, paylaşma ve tartışma siteleri var. Forum olarak nitelendirilen bu siteler daha çok şahısların elinde olup yine İslam ve Milli Görüş isimlerini kullanmayı tercih ediyorlar. İslam ve Milli Görüş isimlerinin cazibesinden yararlanmak isteyen bu kişiler, amaçlarına da büyük ölçüde ulaşıyorlar.

NİÇİN İNTERNETTESİNİZ?

İnternet denen fenomeni fark edip, yeni dostlar edinmek, o dostlarla fikir teatisinde bulunmak, aynı düşünceye, görüşe, davaya sahip insanlarla paylaşımlarda bulunmak?.

* İşim gereği sürekli bilgisayar başındayım. Boşlukta olan, derdine derman arayan ve kendini kafeye atan gence ulaşabilir ona yardımcı olurum ya da benim derdime derman olunur düşüncesi? (reel hayatta paylaşılamayan konular burada rahatlıkla paylaşılabiliyor)

*Canım sıkıldığı için vakit geçirip eğlenmek?.

*Reel hayatta kendimi ifade edecek, düşüncelerimi paylaşacak ve aktaracak bir ortam bulamıyorum, onun için buradayım?

Genel itibariyle bu düşüncelerle sitelere giren kişilerin yüzde 90’ı vakit geçirmek, eğlenmek ve can sıkıntısı nedeniyle bu forumlara üye oluyorlar. Yüzde 10 ise diğer sebepleri gerekçe gösteriyorlar. Bu yüzde 10’luk dilim içinde yer alan forum sahiplerinin genel yapısı ise daha çok; Reel hayatta kendimi ifade edecek, düşüncelerimi paylaşacak ve aktaracak bir ortam bulamıyorum, onun için buradayım? düşüncesiyle örtüşüyor.

Şahıs sitelerinin, resmi web siteleri ile vakıf-dernek sitelerinde yer alan forumlardan farklı bir yapıları var. Resmi ve vakıf-derneklere ait forumlarda, hakaret, küfür harici her türlü görüş rahatlıkla dile getirilirken; şahıslara ait forumlarda, yazıya dökülen düşünce, bilgilendirmeye yönelik paylaşım ve eleştiri hakaret içermediği halde eğer forum sahibi tarafından uygun bulunmazsa, söz konusu paylaşımda bulunan hemen forumdan uzaklaştırılıyor. Bu uzaklaştırmaların başlıca sebebi ise forumda açılan farklı başlıklara ve değinilen konulara eleştiri getirmek. İslam?ın büyük alimlerinden Muhyiddin İbn-i Arabi Hz. için oldukça çirkin ifadeler kullanan, Mevlana Celaleddin Rumi Hz için çirkin yakıştırmalar yapan bu kişiler, bu hakaretlerine karşı çıkanlara, Elhamdulillah ben Milli Görüşçüyüm, Allah beni tarikat illetinden korudu? gibi cümlelerle yakjlaşmakta ve bu konularda bilgisi olmayanların kafalarını bulandırmaktalar. Böylece reel hayatta yapamadıklarını bilgisayar başından, hem de , Milli Görüş ismi altında yapmaktalar.

Dünyevi görüşlerini yansıtan paylaşımlara açık olan bu siteler, etliye-sütlüye karışmayan kişilerin üyeliklerine de ses çıkarmamaktalar. Çünkü, adına ?davaya katkı? dedikleri bir yöntemle, bu kişileri sitelerine verilen reklamlara ?tık?lamaya teşvik etmekte, üyelerin ?tık?lamalarından para kazanmaktalar. Kendi menfaatlendiklerini, sanki davaya aktarılıyormuş izlenimi veren bu kişiler, böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar. Hem, indi düşünceleri ile taze dimağları zehirliyorlar, hem de para kazanmış oluyorlar.

Halis MUTLU | Gazeteci – Yazar